Kıskançlık bir nesneyi ya da kişiyi paylaşamama, sahiplenme duygusudur. Kıskançlık insan doğasında var olan doğal bir duygudur. Kıskançlığın sosyal olarak kabul edilen formu imrenme ya da öykünme olarak tabir edebileceğimiz çevremizde gördüğümüz kişilere özenme, kendi benliğinden ödün vermeden onlar gibi olmak istemektir. Bunu yaparken amaç kişinin kendisini geliştirmesi ve motive olması iken kıskançlık durumunda motivasyon yerini hırslanmaya ve kişinin içini kemiren, kafasının içerisinde yinelenip duran olumsuz düşüncelere bırakır. Kıskançlık üzerine sözleri sizler için okuduk harmanladık ve paylaşma kararı aldık arkadaşlar, inşallah sizlerde kıskandırma sözlerini beğenirsiniz kıskançlık sözleri sizlerin beğenisine sunulmuştur. Güzel sözler
Atı kıskandırmak için eşeğe binilmez.
Kargalar gülistanı işgal ettiklerinde bülbüller siner ve susar.
Beni çekemeyen besmele çeksin. Sayende imana gelir.
Güzeli güzel yapan ‘edep’tir, edep ise güzeli sevmeye sebeptir.
Senin için başkasını terk eden, başkası için de seni terk eder.
Yüzüme bakmaya yüzün olmadığına göre, artık profilime bakarsın.
Biliyor musun, artık umurunda olup olmamam umurumda değil.
Hadi yaramı sarmaya merhemin yok. Yalandan da olsa gönül alamaz mısın?
Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yârimden de.
Ayrılık içinde insanın gözünü açıp kapayıncaya kadar geçen zaman yıl gibi gelir.
Minareden düşenin parçası bulunurda, gönülden düşenin parçası bulunmaz.
Sanırım yeni bir başlangıç, geride kalan bütün sonları unutturmaya yetecek gibi.
Gördün ya beni gamdan başka kimse hatırlamıyor, gama binlerce defa aferin.
Yeni insanlar tanımak istiyorum. Uzakta olsa bile kalbe dokunan arkadaşlar istiyorum.
Dön Dünya, dön. İstediğin kadar! Ne sen umurumdasın, ne de senin gibi dönenler.
Ben bazen kendimden vazgeçiyorum. Kalkmış bana “benden vazgeçemezsin” diyorsun!
Sıkıntı ve huzursuzluk mutlaka bir günahın cezası, huzur ise bir ibadetin karşılığıdır.
Bazen, gözlerinin tanımadığını yüreğin tanır. Histen köprüler kurarsın, mesafeler utanır.
Aşıkların gönüllerinin yanışıyla gözyaşları olmasaydı, dünyada su da olmazdı, ateş de.
Valla şu saatten sonra gemi mi geliyor, liman mı yanıyor, kaptan mı ölmüş zerre umurumda değil.
Yok, artık sana ait tek zerre bünyemde. Sen koca bir hiç oldun bende, ettiğin tek cümle ile!
Gitmeyi tercih edenlerin ardından, el sallayın ki; artık sadece bir ‘el’ olduklarını daha iyi görsünler.
Unutma, sır gibi seversen eğer muradın gerçekleşir. Çünkü tohum toprağa gizlenirse yeşerir.
Seni sevdim, ama artık yoruldum. Gitmekten mutlu değilim, ama yeniden başlamak için mutlu olmak gerek.
Dediler ki: Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki: Gönüle giren gözden ırak olsa ne olur.
Herkes bir gün anlar sevdiğinin kıymetini. Ama gidince, ama bitince, ama ölünce. Kısaca iş işten geçince.
Sen uzattığın elini tutmayan ele mi dargınsın, tutmayacak bir ele uzattığın için kendine mi kızgınsın?
Hiç kimse geriye dönüp yeni bir başlangıç yapamaz ama bugün yeni bir son yapıp yeniden başlayabilir. Hayata ve aşka.
Baktım sana. Kızgın değilim, kırgın değilim, dargın değilim. Kısacası artık ben sana “hiç bir şey” değilim!
O kadar yakınsın ki, seni ben sandım. Sana o kadar yakınım ki, beni sen sandım. Sen mi bensin ben mi senim şaşırdım kaldım.
Kendine iyimi bakarsın? Üstün açık mı uyursun? Ceketsiz dışarı mı çıkarsın? Allah belanı mı verir? Beni hiç ilgilenemez artık.
Yağmur o kadar güzel yağıyor ki; insanın mutlu olası, gülesi, yeni bir başlangıç yapası, tüm kötü anıları yağmurun altına gömesi geliyor.
Büyük bir hayal kırıklığı yaşayıp, ben artık kimseyi sevemem deme. Unutma ki, en güzel çiçekler mezarlıklarda yetişir.
Yorulacaksan, zorlanacaksan, şikâyetçi olacaksan, keşkelere sığınacaksan, söze ama diye başlayacaksan; girme aşk yoluna.
Ey sevgili. Sen benim içten içe kanayan en derin yaramsın. Ne kadar özlendiğini bir bilsen, yokluğundan utanırsın.
Hafızamı silmek her şeye yeniden başlamak istiyorum çünkü eskinin bende yarattığı travma etkisi ileriye bakmamı fazlasıyla engelliyor.
Biliyorum, sığmazsın hiçbir yere bu sevdayla, dünya sana dar. Ama dayan gönlüm. Dayan ki her gecenin mutlaka bir sabahı var.
Aşka yanmalı can dediğin. Ya canan olmalı ya da canını almalı. Yar diyemezsin ki herkese içindeki yaran olmalı. Herkesin de bir yüreği vardır amma yürek dediğin bir başka yanmalı.
Can ve gönül de yani kalpte hakikat coşkunluklarını kaldıracak takat, kulakta da bunu işitecek istidad yoksa ben kime ne söyleyeyim?
Ey gönül! Gülü seviyorsan dikenini de seveceksin, deryayı seviyorsan dalgalarını da seveceksin, vuslatı seviyorsan firakını da seveceksin, sevgiliyi seviyorsan nazını da seveceksin, hayatı seviyorsan ölümü de seveceksin.
Sonların başlangıç olduğu bir dünyadayız ne garip ne üzülmeye vaktimiz ne sevinmeye takatimiz var? Gitmelere, gelmelere, gidenlere ve gelenlere yani her şeye rağmen yaşamak çok değerli. Yaşasın yaşamak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder