Kalır gibi gitme. Ya kal ya da gitme!
Sen iyi ol yeter. Bende sızlasın her yaran.
Gittin mi büyük gideceksin; ayrılık bile gurur duyacak.
Okul hayatımın eğitimime karışmasına izin vermedim.
Bir kadının terbiyesi, birisiyle tartıştığı zaman belli olur.
Bu kaçıncı gecedir kendi kendime onunla konuşuyorum.
Olmak istediğin kişi ol, başkalarının görmek istediği değil.
Kafana göre yaşayacaksan ayaklarını rahat bırakman gerek.
Eğer size yalan söylenmesini istemiyorsanız, soru sormayın.
Rüzgârın yönünü değiştiremiyorsanız, yelkenlerinizi değiştirin.
Gitmek sadece bir eylemdir. Unutmak ise kocaman bir devrim.
Her yaşlanmış insanın içinde, annesini özleyen bir çocuk vardır.
Aşk; herkesi o’na benzetip, kimseyi o’nun yerine koyamamaktır.
Ömrümün özeti şu üç sözden ibarettir: Hamdım, piştim, yandım.
Yatağına yatınca; yüreğinin sesinden uyuyamıyorsan, anla ki yalnızsın.
Keşke hep çocuk kalsaydık da, en büyük yaramız dizimizdeki yara olsaydı.
En çokta yarım bıraktığın bir şeyi başkası tamamladığında pişman olursun.
Söz söylemede yücelik aramayın. Dinlemek, söylemekten yeğdir. Mevlana
Fakire din iman zengine han hamam yurtta sus dünyada sus ya sev ya fark et!
Kendini dünyalar kadar değerli zannedenlere kısa bir not; Dünya beş para etmiyor.
Mükemmel olduğunu düşünen insanlar keşke görebilseler ne kadar aciz olduklarını.
Güvendiğiniz dağlara karlar yağdığında en güzel çare, dağ ile karı baş başa bırakmak.
Zaman geçer, anılar silinir, duygular değişir, insanlar ayrılır ama kalpler asla unutmaz.
Biz, iki hırsız arasında kendimizi ifade ederiz; düne ait üzüntüler ve yarına ait korkular.
Erkek kadına tokat atarsa erkek suçludur, kadın erkeğe tokat atarsa yine erkek suçludur.
Çalıyorum kapınızı, teyze, amca, bir imza ver. Çocuklar öldürülmesin şeker de yiyebilsinler.
İnsanlar maşuk aramıyor, bencil duygularına köle arıyor. Köle buluyor, ama aşkı bulamıyor.
Seven bir kadın için sevdiği erkeğin yüzü, ona tıpkı denizin denizciye göründüğü gibi görünür.
Bir amaca bağlanmayan ruh, yolunu kaybeder. Çünkü her yerde olmak, hiçbir yerde olmamaktır.
Neden yorgunsun sorusuna cevap aramaktan ve bunu sormasınlar diye gülümsemekten yoruldum.
İki kalp arasında en kısa yol: Birbirine uzanmış ve zaman zaman ancak parmak uçlarıyla değebilen iki kol.
Aşk zordu senin için, basit olanı seçtin ve gittin. Zamanla anladım ki; zor olan ben değildim, basit olan sendin.
Kendinin ne olduğunu bilen insan, bazı kendini bilmezlerin, onun hakkında söylediklerinden etkilenmez.
Bir ülkede akıl ve sanattan çok, servete değer verilirse, bilinmelidir ki, orada keseler şişmiş, kafalar boşalmıştır.
Her sabah yeni bir gün doğarken, Bir gün de eksilir ömürden; Her şafak bir hırsız gibidir Elinde bir fenerle gelen.
Günümüzde en büyük sorun; aptalların kendilerinden son derece emin, zekilerin ise sürekli şüphe içinde olmalarıdır.
Hayat kısa. Kuralları yık, kolay affet, yavaşça öp, kalpten sev ve yüzünü güldürmeyi başaran hiç bir şeye sırtını dönme.
İnsan seviyorsa karşılık görmese bile her şeyden vazgeçip onunla uğraşır, uğraşmıyorsa sevmekten vazgeçmiş demektir!
Ağzıyla kuş tutsa da sevemediğim insanlar var benim! Bir de canıma okusa bile sevmekten vazgeçemediklerim.
Hayatımda kimse yok; ama sorun değil. Çünkü sen aşkı basitleştirenlerden birisin, bense yalnızlığın hakkını verenlerden.
Çok ait olmadan yaşayacaksın. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur. Düşmem dersin düşersin, şaşmam dersin şaşarsın. Öldüm der durur, yine de yaşarsın.
Yanına kadar koştuktan sonra, bir adım daha atamayacaksan eğer; oraya kadar sakın koşma. Sana değil, bekleyene yazık olur.
Bizi güçlü yapan yediklerimiz değil, hazmettiklerimizdir. Bizi bilgili yapan okuduklarımız değil, kafamıza yerleştirdiklerimizdir. Değilsek de yakın, birbirimize uzak da sayılmayız büsbütün.
Biraz insan ol diyeceğim ama seni de zor durumda bırakmak istemiyorum. Herkes herkesi aynı sevemez dostlarım. Kimileri gururunun yettiği kadar sever, kimileri de ömrünün yettiği kadar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder